Notos’un Aralık’10-Ocak’11, 31. sayısı çıktı

Latin Amerika Edebiyatı

Dünyanın kesik damarlarına yolculuk…

Jorge Luis Borges, Gabriel García Márquez, Carlos Fuentes, Julio Cortázar, Mario Vargas Llosa, Juan Rulfo, Eduardo Galeano, Isabel Allende, Laura Esquviel, Roberto Bolaño, Cervantes, Luis Buñuel

Edebiyatımızın önde gelen dergilerinden Notos, Aralık-Ocak, 31. sayısının kapak konusunu Latin Amerika Edebiyatı olarak belirledi. Notos, bir Latin Amerika Edebiyatı sayısı yapma düşüncesinin, edebiyatseverlerin hep yakından izlediği, sevdiği pek çok yazarın bir arada bulunması yüzünden oldukça güç olduğunu belirtiyor. Dolayısıyla hem olabildiğince bütünü nitelikli biçimde değerlendiren, hem de seçilmiş uçlarını öne çıkaran, bilinenlerin yanında bilinmeyenleri anlatan bir dosya tasarlamış Notos. Bu sayıda Eduardo Galeano ile sanki Notos için yapılmış bir söyleşiyi de ilk kez yayımlanıyor. Hem temel olanı yansıtmaya, hem de ilgi çekici yazılar ve söyleşileri bir araya getirmeye çalışan dosyada yazıları ve söyleşileri yer alan yazarlar: Adnan Özer, Semih Gümüş, Deniz Gündoğan, Eduardo Galeano, Roberto Bolaño, Raymond Leslie Williams, İnan Çetin, Gabriel García Márquez, Maria Vargas Llosa, Luis Buñuel, Engin Beksaç.

Notos’un bu sayısının söyleşisi şiirimizin 1980’den önceki son büyük kuşağına eklenen en genç ve 1970’lerin özellikle ikinci yarısından sonra en çok dikkat çeken şairlerinden Alova ile. Bu sayısının ikinci söyleşisi de 30. yılını kutlayan Can Yayınları ile. Can Öz, Semih Gümüş’ün sorularını yanıtladı: “Israrcı bir edebiyat yayıncısıyız ve kendimizi görmek istediğimiz yerdeyiz.”

Notos‘un sürekli yazarlarından Murathan Mungan da “Kâğıt Gemiler” ile yazılarını sürdürüyor. Şavkar Altınel “Ufak Tefekler”de Enis Batur’un son kitaplarından 60mm Dizüstü Meşkler ve İçcep Meşkleri’nin izinden gidiyor.

Günlerin Getirdiği bölümünde Nedim Gürsel komünist, dadacı ve gerçeküstücü şair Aragon’un hayatını ve kadınlarını, giderek gönül serüvenlerini, Venedik’te Nancy Cunard ile yaşadıklarını anlatıyor “Venedik’te Biten Aşklar” yazısında.

 

Notos Aralık-Ocak 2011, 31 • 10 TL • 19,5*27cm 144 sayfa 90 gr birinci hamur kâğıda basılı

 

NOTOS

NOTOS KİTAP YAYINEVİ

info@notoskitap.com Tel 212 243 49 07 – Faks 212 252 38 05 – notoskitap.blogspot.com

Şimdi Günah

Şimdi günah ya isyan, küfretmeden kelimeleri sıralamak günah ya
Bana bir yol göster hocam, dilimi çözsün sözcükler
Aksın, hedefini bulsun ama içinde isyan olmasın
Herkes duysun ama kimse alınmasın, incinmesin, sızlanmasın
Fırtına olmasın ama deniz taşsın, rüzgar savursun herşeyi
Beynim çıldırsın ama düşüncelerim pare pare olmasın, süs süs
Bana bir yol göster hocam
Herşey olsun ama şimdi günah olmasın.

Çırağan Palace Kempinski Sanat Galerisi’nde Ergin İnan – Emiel Hoorne – Enk De Kramer Sergisi

İstanbul, 24 Ekim 2011; Çırağan Palace Kempinski Sanat Galerisi’nden bir uluslararası sergi daha: Ergin İnan ve Belçikalı sanatçı dostları Emiel Hoorne ve Enk De Kramer’in eserleri 5 Kasım 2011’den itibaren ziyaretçilerini bekliyor. Açılış tarihi başlangıçta 1 Kasım 2011 olarak belirlenen sergi, Çırağan Sarayı’ndaki yoğunluk sebebiyle 5 Kasım’a ertelendi.

İnsan figürleri, böcekler, kelebekler, gözyaşı damlaları gibi nesneler ve yazıyla bütünleştirdiği kompozisyonları, felsefe oluşturacak bir temel üzerinde betimlenerek, ikonografik ve kültürel imgeler arasında kurulan görsel, simgesel ve mistik ilişkileri yansıtan Ergin İnan desen ve yağlıboya resimleri, Emiel Hoorne dijital işleri ve fotoğrafları, Enk De Kramer ise gravürleriyle bu sergide yer alıyor.

İstanbul’da şimdiye kadar 10’a yakın sergi açan, Türk sanatseverlerin yakından tanıdığı Emiel Hoorne’nin, 2010 yılında İstanbul’da sergilenmiş önemli projesi “Taksim, Oh Taksim” de bu sergiye katılan eserler arasında. Çalışmalarında evrensel gerçeklik illüzyonunu sorgulayıp kültürel göreceliğe hürmet eden bir dünya görüşünü sergileyen ve ülkesinde meşhur bir gravür sanatçısı olan Enk De Kramer’in ise bu Türkiye’deki ilk sergisi olacak.

Bu özel sergi Çırağan Sarayı’nın giriş katındaki Sanat Galerisinde 5 Kasım – 13 Aralık 2011 tarihleri arasında günün her saati ücretsiz olarak gezilebilir. Bilgi için: 0212 327 00 12

 

 

Kempinski Hakkında:

 

1897’de kurulan Kempinski Otelleri Avrupa’nın en köklü lüks otel grubudur. Kempinski’nin kusursuz, kişiye özel servis ve mükemmel konuk ağırlamaya dair zengin mirası, mülklerinin ayrıcalıklı ve özgün oluşlarıyla tamamlanmaktadır.

 

Bugün 29 ülkede 66 beş yıldızlı otelden oluşan bir portföye sahip Kempinski, portföyüne Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Asya’da yeni mülkler eklemeye devam etmektedir. Her mülk, Kempinski markasının gücünü ve başarısını, kişisel mirasını yitirmeden yansıtmaktadır.

 

Kempinski portföyü tarihi simgesel mülklerden, ödüllü şehir otellerinden, olağanüstü kıyı otellerinden ve prestijli rezidasnlardan oluşmaktadır. Her bir otel, misafirlerinin Kempinski markasından beklediği kaliteyi barındırırken lokasyonunun kültürel geleneklerini de kucaklamaktadır.

 

Global Hotel Alliance’ın (GHA) kurucu üyelerinden olan Kempinski, dünyanın en büyük bağımsız otel ittifakıdır.

 

Ek bilgi için irtibat:

Çiler İlhan, Halkla İlişkiler Müdürü ▪

Çırağan Palace Kempinski İstanbul ▪ Çırağan Caddesi 32 ▪ Beşiktaş ▪ 34349, İstanbul

Tel. +90 (212) 259 03 73 ▪ Faks +90 (212) 259 03 72 ▪ ciler.ilhan@kempinski.com

 

Rezervasyon ya da daha fazla bilgi için:

www.kempinski.com/press • www.globalhotelalliance.com

Kelimeler Terzisi…

Kızgın suratlı gergedanları sevmem

Tuzum yaş bu yüzden

Nerde karnı ağrıyan bir bebek görsem

Bende ağlarım

Büzülür uçan halım.

Karanlıklar kolumu tutar

Aydınlık bir rüyaya çarparım özümü.

Bulut mudur kuş mudur havamıdır us mudur

Kenarları dantelli bir mendil midir

Yoksa bir Japon şemsiyesi midir

Denize bel vermiş dalgakıran

Rengin içine sızan gökkuşağı

Avare duygularımın kulaklarından tutan.

Gel kanatlarımı yıka

Özgüvenin artsın dizeleri birbirine dikmen için

Yoksa sade bir vatandaşsın

Kim öle kim kala

Pazara tam koca dört gün var

Doksan altı saat yani.

Haydi gidelim serv-i revanım

Çıkalım plazanın en üst katına

Görüp çuş eyleyelim hem âlemi

Bakışlarım bebek sırtlarında.

Ben hattat değilim

Hem kırmızı.

Kelimeler terzisi diyebilirsin

İğne tutmasını bildiğim için bir nebze

Denizlerin söküğünü diktiğim çok olmuştur

Kanatlarını kuruttuğum martılar adına

Bir beyazım bir beyazım tam beyaz

Tıpkı rüzgarın kıvırışı gibi asude..

Ocak..İstanbul/2011.

_____________________________________________________________

İbrahim ZARİFOĞLU

SINAV..

Durgun bir ben var bende

Donuk bakışlar var aynadaki ifadesiz yüze

Farkında olmadan ne kadar yorulmuşum oysa daha sadece 18’im

Dizlerimin üstüne çöküp kalıyorum olduğum yerde

Anlam veremediğim o kadar şeyin üstüne …

Sınavdan sınava koştururken ben

Yaşadığım hayat bana başka sınavlarda sunuyor önüme,  peki

Hangisine çalışmalı?

Daha fazlasını oku