Gölge’den Rubailer

Ne biçim bir âlem, ne sağı ne solu belli

Terazinin tarttığı, ilk yüzse sonra elli

Olsun bakalım dolandırsınlar tüm âlemi

Ölüm gelince, oyunlar bitecek temelli!

 

Oldu mu, büyük olmalısın derler

Ene der, varlıklarıyla övünürler

Söylesin dursun onlar, aldırma sen

Büyük değil adam olalım yeter!

 

Ne hatalara düşersin an be an

Düşmanlıklar güdersin zaman zaman

Gör lakin geçmişin nihayetini

Ne yaparsa, kendine yapar insan!

 

Gurur, kibir, ruhlarımıza denk değildi

Bundandır ki başlar, daim öne eğildi

Kudret nişanesi neyimiz var ki bizim

Can onun rahmetiyle, yoktan var edildi!

 

Mutlaka bitecek kargaşa

Mahşere dek ancak, temaşa

Aman üzüp yeme kendini

İman et, kapılma telaşa!

 

Evvela kendine yöneldin mi?

Çare hep özdedir öğrendin mi?

Başlamışsın derman aramaya

Yakan o derdi kabullendin mi?

 

Ne o! gözlerindeki yaş bitecek

Dünya derdi, seni bitirecek

Hayırlı bir iz bırakmıyorsan yan

Yoksa bu âlemde, her can ölecek!

 

Çiğ olan yenmez asla pişirilmeden

Acı ek ki tatlansın çorban, içmeden

Yaratılmış gördün mü fani âlemde?

Dertle yoğrulmadan olgunluğa eren

 

Bencil ömür boyu gergin

Vereninse kalbi engin

Küp küp hazineli değil

Cömert olandır en zengin!

 

Yalnız nefes alıp vermekle, hayatta kalınmaz

Şerefi olmadan, hiçbir varın değeri olmaz

Ruhsuzsan, fani dünyada ne ehemmiyetin var

Her canlı ölür, fakat herkes gerçekten yaşamaz!

 

Çatlasan yaşayacağın yüz sene

Onurlu ol sahip çık şerefine

Nefsinin beş dakika keyfi için

Değer mi boyun eğip küçülmene!

 

Anlatılır; Hazreti Süleyman’dı

Ona kalırdı şu dünya, kalsaydı

Bilmem kul, ne demeye tamah eder?

Anlasa; durmaz ibadet yapardı!

 

Vazgeçemiyoruz dünya saltanatından

Cennetiyse çıkarmıyoruz aklımızdan

Anlayamadık oysa mübarek kulları

Ne dünya ne cennet, Allah’ tı arzulanan!

 

İnanmak için mucizeler arar

İçinden çıkılmaz sorular sorar

Hal bu ki mucizeden inanç değil

Sağlam inançtan mucizeler doğar!

 

Hatırlayamayız bir çırpıda bitti ilk yirmi

Ömrün de üçte biri zaten uykuda geçmez mi?

Hala hırslanıyoruz bu çöldeki gölgeliğe

Kalan yirmiye sonsuzluğu satmaya değer mi?

 

Gafilse kul, isyanı anar

Mum gibi dil yüzünden yanar

Vermiş formülü son peygamber

Sınavı kazanır susanlar!

 

Kimi tanımak için bu arayış

Özünü bulabilmek için yarış

Kavgasını sürüyorsun ellerin

Sen gel de evvela kendinle tanış

 

Niyet O’ nun rızasıysa bol bol

Şudur doğru bildiğim sırlı yol

Vurma yüze hatayı gün gibi

Gizleyip kusurları gece ol!

 

küçük diye bir şey yok esasen, görmeli

büyüklük bile küçükten başlar bilmeli

senin umursamadan küçük dediğinde

şu koca kâinatın, ne sırları gizli!

 

kıyas; ne âlem hayranlığıdır

ne de sayısız mal varlığıdır

insanoğlunun en hayırlısı

ruhu sabırla dolu olandır!

________________________________________________________

Talha Bora ÖGE