İçinde Benin Olmadığı Benler

Şimdi kor bu ben, kendim; ve sen yoksun ya gerçekten
Neler neler yok olur hayatımda bir bilsen
kırk katır mı kırk satır mı bana dersen, ikisi de derim
kendim buldum ya kendim ederim, koy ki ‘etti buldu’ desinler
yemin ederim, kaç kefaret gerekirse gereksin, al işte
içimde kaç dönüşü olmayan gidiş varsa o kadar dönüşüm vardır sana

u dönüşünün olmadığı upuzun caddelerde bile
hatta ve hatta kavşaksız yollarda
arkandan son sürat züppe suratlar kovalasa da
ama korkma sen, kaç ben bulursam seferber, inan buna hepsi seninle
kalan içinde benin olmadığı benler sadece.

bu nazar boncuğu, bu televizyon ve bu ceket köşede
misilleme, yaygara, kovalamaca, şamata
uzun uzadıya
bunların hepsi de
sen yoksun ya
ya da sen varken de sen yokmuşçasına
insanın kanına dokunurcasına, yorarcasına, inadına inadına
bak aldım işte nazar boncuğunu, unut gitsin, olmaz mı
hepsini unut:
arabaya benzin koymayı,
cevapsız çağrıları, mesajları, şişman şişman yastıkları, vapurda el sallayan kızları
hatta kızılcık şerbetini bile unut,
bu unuttukların bahanen olsun, tıpkı gidişteki gibi
unut ki dönüşü olsun içinde benim de olduğum benlerin.

___________________________________________________________

Erdoğan KARA

One thought on “İçinde Benin Olmadığı Benler

  1. Derinlere uzanan cümleler vardır..ulaşabilen veya ulaşamayan..ancak bazen önemsenerek yazılan seçkin yüzlü cümleler , içte anlamsız bir kırılganlığa götürür insanı.insan kendi içinde debelenir..bunu önce anlayamadığına bağlar sonra anlaşılmazlığa..ya tekrar edecektir anlam kıstasının sonuna dek.. ulaşınca keyfine erecektir..veya anlama yetisini tüm zorlamasına rağmen kırılgan kalacaktır.duyguları nezleli bir mahcup edasıyla pusacaktır..bendeniz hiç birini yapmadım.dizeleri bir çok kez okudum –çok nadir fazlaca şiir okuma hassasiyetime rağmen-sonra kapayarak gözlerimi içgüdüsel olarak boğuşmaya başladım şiirin beyni ile..şiiri mota –mot kavramak bir saflığın alameti olduğunu bildiğimden ..hulasa modernizmin Bağdatlı bir yunusa seslenişi gibi hissettim ..Eskişehir’i , Sivrihisar’ı öteleyerek Bağdat’a uzanmak ta neyin nesi derseniz şiirin kollarını uzatması derim ..ya sırlı bir küp ya da uçan halı..hafif seyreltilmiş bir sitemin köşeli bir aynaya seslenişi gibi..
    “bu unuttukların bahanen olsun, tıpkı gidişteki gibi
    unut ki dönüşü olsun içinde benim de olduğum benlerin.”
    ..Bir ben varsa bizden ileri derim ;
    Can Yunusu telmih ederek….tebrik ve takdirlerimle..

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.