Siyah Acı

Ben hep beyaz acılar bilirim

Kolları Osmanlı Coğrafyası kadar

upuzun

yaşlandıkça simsiyah acılar da tanıdım

yerin altında kolları

derin ve hain

bir kadın

güneş aşınca dam’ın bacasından

zemheri gibi kokar nefesi

bilirim

dizlerini dövünce avuç avuç

kaburgalarının kırılır gibi çatırdadığını da

bilirim

çocuklar evrensel bakarlar

yarasına kelebek konunca güler

bir ilk yaz akşamı

babası işten dönmeyince susanlar

bir çocuğun yüzü

kırağı düşmüş gül yaprağı gibi sararınca da

bilirim

toprak rengi haberler geçmiştir

kara gözlerinden çocuğun

ben hep beyaz acılar tanıdım

kalp atışlarım ağır bir zincir şakırtısıdır

çünkü doğdum ve yaşlandım

hep bir yetim çocuk gibi baktı bana

ortadoğu

ben hep beyaz acılar bilirim

kolları Osmanlı Coğrafyası kadar

upuzun

yaşlandıkça simsiyah acılar da tanıdım

yerin altında kolları

derin ve hain

Ferman Karaçam

http://twitter.com/fermankaracam