Başlangıçlardır en zor olan!!!
Tercüman olamazsın yüreğindeki sese..
Kanının, saç uçlarına kadar hücum ettiğini hissedersin…
Bakışlarda ki gizli manayı,
Anlatmaya bir an lazımdır.
An dediğimiz nedir ki???
Geçmişte, gelecek de bu AN da gizlidir…
Öyle bir AN ki rotanı değiştirir..
Olmalı mı? Olmamalı mı?
Hesap yapılmadan,
Bırakırız kendimizi esen rüzgara…
Artık mana gözlerde buluşmuş,
Aşk busesini kondurmuştur.
Ruh, bir gemi gibi derya da yol alır, kalbinin kaptanına…
Ne duyar, ne görür, ne konuşur.
Pusulası kalbidir,diğer yarısına götürecek.
İlk dokunuş, mühürler sevdayı…
Alabora da olsa, med cezirler de yaşansa…
Bu mühür işlenmiştir Ruha…
Ruh ateşi de yanmaya başlar
Yanar, yanar. Bu öyle bir alevdir ki
Görse yanar, görmese yanar…
Sevse yanar, sevmese yanar…
______________________________
Ab-ı Hayat
Şub, 2024
İstanbulsuzum
Çok İstanbulsuzum şimdilerde
Egem daha çok, Karadenizim ve Akdenizim
Denizim daha çok vesselam
Doğum yok.
Gel, olmayanlar çoğalsın diyorsun
Müphem ya hep, hep bir derinlik
Aşırı zor zamanlara yolculuklardan arta kalan zamanlar
Günden güne ya da yarına akan tebessümsü kalanlar
Cirit oynayan yetişkinler, meydansız, atsız
Kala kala Kaıle
Ruh, gecemsilerde kalan bir tılsım
Tarih, gelip geçenin gecekondu kondurmak için aradığı yer
Aramak yetmiyor, yırtıcı çabalar lazım, arasız ve bulusuz
Göğeren yaraların var, neylesin hekimler, sultanlar, başkanlar
Kadim sargılar, açılamamış, bakılamamış, izli, depderin her yerin
Daha çok Egem, Karadenizim ve Akdenizim
Hasılı daha çok denizim
Şimdilerde havasızım ve susuzum
Çünkü İstanbulsuzum.
___________________________________________
Erdoğan KARA
Nis, 2023
Akıp Giden Zamanın Büyüsüne Kapılmışız
Ne hızlı yaşıyoruz değil mi hayatı?
Her iyi geçirilen zamanın hızlı, kötü sandığımız gününse ağır geçmesi…
Tamamen bizim şartlarımıza bağlıdır akıp giden zamanın tadı,
Zorladığımız her şeyin bize getirisi ne ki?
Sevdiğiniz her şeye yönelin ki ,zor dedikleriniz size kolaylaşacak buna eminim
Hayatımızda kendimizi hangi role koyuyorsak, onu yaşıyoruz.
Hızla ilerleyen zamanın büyüsüne kapılıp gidiyoruz.
İçimizdeki gücü, fark edecek bilinçte değiliz…
Şu anda içinizde asla hayal edemeyeceğiniz şeyi yapma gücünüzü bilseydiniz peki?
Günün iyi geçmesi için ne yapmalıydık ki?
Güne teşekkür diyerek başlamalıydık belki de..
Zihnimizin aydınlanmaya ihtiyacı var..
Hayatımızı sadece biz değiştirebiliriz, kimse bunu bizim için yapmaz değil mi?
Hali karışık içinden çıkamayacağımız durum sandıklarımız..
Olumsuz düşünceler, gitmez sandıklarımız,
her şeyin zamanla çözüme ulaştığını bilseydiniz,
Hayatı kendiniz için yaşanabilir kılabilseydiniz,
Sorunlara takılmadan da oh be diyebilseydiniz,
Her anı keyifli geçirirdiniz, severdiniz ,
Enerjinizi, boşa giden vaktinizi bilmeden,
Yaşamın işaretlerinden habersizce,
Belki de birçoğumuz belli ki;
Akıp giden zamanın büyüsüne kapılmışız
Bazen hayatın acı, tatlı yönlerini birer avantaj haline getirerek en iyi öğrenmenin de acılardan geçtiğini bilmeliyiz. Bu yüzden aslında hayatın iyi yanlarına odaklı olmamalı, kötü yanlarından da bir anlam ,eğitici mentorlar çıkarabiliriz. O halde günümüzün boşa geçtiğini düşünmemeliyiz. Her eyleminiz, her hareketiniz yarınınızı etkileyecektir. Keyifle, sevgiyle kalın 🙂
Pınar ARSLAN
Nis, 2023
Dar Vakitler
Geceye merhaba akşamüstünden
Dar vakitten
Garabet çöktü üstümüze
Sabahın aydınlığını bitirme telaşı var şimdi
Hızla kayıp giden zaman
İkindi kuşları, ikindi vakti, ikindi namazı…
Sakın yola koyulma dar vakitte
Varılıp varılamayacağı belli belirsiz.
___________________________
Erdoğan KARA
Mar, 2022
Beyaz Kurdele Takın Gün Batımında
Kanatlarım, o kadar hafif ki ..
Nefes alışlarımı da hissederek …
Ohh ne ferah havası var, içimden gitmişlerin…
Aç önünü tüm kapına gelen güzelliklerin ..
Çok takarak yaşama artık hayatı…
İp mi düğümleniyor anında kes,
Günlerin önemi, şu anı hissediyorsan değerli bence.
Her anın özel ve eşsizken..
Bak ne dicem;
Evim de ki gerginliğim de bir pencere açmama bakar benim ..
Gökyüzüne bakarak gülümseyen gözlerimiz boşuna değil,
Tam da o
vakitlerde içimde bir sevinç,
Rengarenk balonları salmışım yükseklere..
Saçıma karışan bir de beyaz kurdelem
Güneş hafiften batıyor,
Elbisem baharın eşsiz rüzgarı ile uçuyor..
Dalgaların ahengi ..
Özlenmiş bir sohbet havası…
İşte böyle bir gün hayal ediyorum.
Ve kendimle olmanın barışıklığımın ,
Ana maddesi mücadelemdir, diyerek anı yaşamanın keyfine varıyorum ..
Bir gün huzuru yakalayabilmek adına, onca zorlu günleri yaşamak değer miydi sahi? Değerdi belki de ..
Tam da bu saatlerde ….
Fason yaşamda ..
İçinde iç huzuru yakalayabilmiş nice insanlara …
Beyaz kurdele takın, gün batımında…
_______________________________________________
Pınar ARSLAN
May, 2018
Dünya
Yoksulluk ve öksüzlük
Nasıl akraba birbirine
Yitiklik ve yetimlikte…
İhanet, cinayet, yalan ve isyan
Miras, ta Adem oğullarından…
Gözyaşları annemin,
Uğultu, gürültü ve karanlık ve sessizlik… boşluk…
Sonu bilinen arsızlık…
Anlat bana ey dünya;
Serin bir yerde, o dağın zirvesinde, sonsuz çölde ve o ağacın gölgesinde
Bir masal söyle;
Babamın duaları da olsun içinde
Bir var bir yokmuşuz de…
___________________________________________
İlker YILMAZ
Şub, 2018
Nazarlık
Takdir bekler sadece
Böyle bir sevgi:
Karşılıksız, umut dolu, delice.
Yorulmadan ve zamana yenilmeden
Tam bir nazarlık
Bıkmaz mı, usanmaz mı hiç?
Ey deli gönüllü!
Ey delice seven!
Nedir seni böylesine adayan?
Nedir sende bu bitmeyen tükenmeyen!
Dur bir,
Dur da soluklan.
Sonra devam edersin kaldığın yerden.
___________________________________________
Erdoğan KARA
Kas, 2017
Ben…
Bir zindan var içimde
Mahpus etmişim beni kendime
İşkence suç değil bende, ezelden ebede…
Karanlık…
Kara büyülü koca karanlık… kaybeder beni derininde…
Duvarlar… Duran devler, duvarlar…
beni ezer…
Ardım sıra gelenler, damarlarımı keser,
Yoruldum…
Biraz gözyaşı lazım,
O beni belki biraz adam eder…
27112017
__________________________
İlker YILMAZ
Ağu, 2016
Misafir
Her babanın ölümü erkense…
Kabrindeymiş misafirin olmak
Toprağa bakmak mermere mıhlanmakmış kader
Gidemezdik uzağa
Küçüktük…
Gittin
Misafirin olamadık
Yapayalnız yalnızdık…
Arkanda kaldık
Geçti zaman
Nasılını sorma
Sen de bilirdin ya
geçecek işte zamanın vazifesi geçmek
Ağladık
Uzundu yıllar çok uzun
Teselli
Zaman uzadı, duan çoğaldı
ağladık
O’na sığındık…
_______________________________________
İlker YILMAZ
Ağu, 2016
Has Yiğit
Şehid Ömer Halisdemir’e
Kınından çıkan kılıç,
Bir rüzgâr ötelerden…
Safını belli eden,
Şüheda ile aynı tastan şerbet içen,
Bu topraklardan bir arslan…
Niğde’den…
Kavruk teni yüce yüreği ile bir yiğit,
İtaat eden,
Vatanı baş üstünde gören,
Helallik veren,
Vatan, toprak ve namus uğruna tetiği çeken,
Haini halleden yiğit…
Son kaleyi vermeyen,
Sancağı düşürmeyen,
Can veren…
Yolu Cennet’e giden yiğit…
Has yiğit HALİSDEMİR
______________________________
İlker YILMAZ , 15 Temmuz Günleri
Eyl, 2015
Kıyıya Vuran İnsanlık
Aylan Bebek’e…
Bombalar yağarken üstüne
Habersiz
Çare aradın yokluğuna,
çaren yoktu çocuk.
Dediler belki bir deniz
bir kaçış
deniz yoktu çocuk.
Doldu kocaman bir umut küçücük yüreğine,
Çaren yoktu başka çocuk.
İktidar hırsına yenik bir esed,
Habil ve Kabil’den beri süren
çirkin, acımasız, vahşi savaşlar,
kazananı yok, kaybedeni umut,
kaybedeni insanlık.
Bir umut olursun belki barışa sen,
tam da kıyıya vururken insanlık.
_______________________________________________
Erdoğan KARA
May, 2014
Soma Şehitlerine
Bir kara şehirdir maden,
Ak ellerin ak yüreklerin karaya çaldığı yerdir,
Beyaz ekmek için kara kurumun savrulduğu yerdir maden,
İaşenin şehridir maden kiranın,
taksitlerin şehridir yaşamak için ölmeyi göze almanın şehridir…
Helaleşilen her sabahın,
her gecenin,
vardiyanın şehridir maden,
Geri dönmenin sevincinin çoluk çocuk yaşandığı şehirdir maden,
Bilir misiniz,
Her gün sağ kalmanın kıymetini
Şükür bu gün de babam ölmedi diyen minik yüreklerdeki sevinci,
Çökerse madenin direği,
yanarsa maden Eve,
yüreğe ateş düşer çöker evin direği…
Bilirsiniz; ton/maliyet adam/saat hesabını
Bilir misiniz;
İnsan/can Yürek/gözyaşı Yokluk/yetimlik hesabını…
____________________________ İlker YILMAZ
May, 2014
Siyah Acı
Ben hep beyaz acılar bilirim
Kolları Osmanlı Coğrafyası kadar
upuzun
yaşlandıkça simsiyah acılar da tanıdım
yerin altında kolları
derin ve hain
bir kadın
güneş aşınca dam’ın bacasından
zemheri gibi kokar nefesi
bilirim
dizlerini dövünce avuç avuç
kaburgalarının kırılır gibi çatırdadığını da
bilirim
çocuklar evrensel bakarlar
yarasına kelebek konunca güler
bir ilk yaz akşamı
babası işten dönmeyince susanlar
bir çocuğun yüzü
kırağı düşmüş gül yaprağı gibi sararınca da
bilirim
toprak rengi haberler geçmiştir
kara gözlerinden çocuğun
ben hep beyaz acılar tanıdım
kalp atışlarım ağır bir zincir şakırtısıdır
çünkü doğdum ve yaşlandım
hep bir yetim çocuk gibi baktı bana
ortadoğu
ben hep beyaz acılar bilirim
kolları Osmanlı Coğrafyası kadar
upuzun
yaşlandıkça simsiyah acılar da tanıdım
yerin altında kolları
derin ve hain
Ferman Karaçam
http://twitter.com/fermankaracam
Eki, 2013
44
Zaman alevlerinin üstündeki sayı
Bir ömür feda edilecekse sayma
Ürkek iki dört nala
Ve kesmiyor artık gazete okumak
Dergi
Okumak
Benim Mardin’im de yok.
İnceldi iyiden iyiye teller
Bütün cevap anahtarları tek
Ne yeniden Leylalar yazabilirim
Ne de okuyabilirim eski Mecnunları
Artık zaten kendini çok beğenmiş kaldırımlar var
Kaldırımlar yolların üstünde insanlar
Taş, beton, soğuk, ıslak ve dört köşe
Dört dörtlük
Yazıyla da kırkdört yazısız da dörtdört
Bir başka deyişle
Hayatın özeti
44
Ara, 2011
Yazmak İstiyorum Hem de Delicesine
Deli gibi yazmak geliyor içimden deli gibi hem de
Ama susuyorum nedense, susarak yazmak
İstediğim bu sanırım susmak ve yazmak
Susuyorum….
…
Artık yazmak da gelmiyor içimden
Sadece karalamak….
Kas, 2011
Şimdi Günah
Şimdi günah ya isyan, küfretmeden kelimeleri sıralamak günah ya
Bana bir yol göster hocam, dilimi çözsün sözcükler
Aksın, hedefini bulsun ama içinde isyan olmasın
Herkes duysun ama kimse alınmasın, incinmesin, sızlanmasın
Fırtına olmasın ama deniz taşsın, rüzgar savursun herşeyi
Beynim çıldırsın ama düşüncelerim pare pare olmasın, süs süs
Bana bir yol göster hocam
Herşey olsun ama şimdi günah olmasın.
Şub, 2011
Kelimeler Terzisi…
Kızgın suratlı gergedanları sevmem
Tuzum yaş bu yüzden
Nerde karnı ağrıyan bir bebek görsem
Bende ağlarım
Büzülür uçan halım.
Karanlıklar kolumu tutar
Aydınlık bir rüyaya çarparım özümü.
Bulut mudur kuş mudur havamıdır us mudur
Kenarları dantelli bir mendil midir
Yoksa bir Japon şemsiyesi midir
Denize bel vermiş dalgakıran
Rengin içine sızan gökkuşağı
Avare duygularımın kulaklarından tutan.
Gel kanatlarımı yıka
Özgüvenin artsın dizeleri birbirine dikmen için
Yoksa sade bir vatandaşsın
Kim öle kim kala
Pazara tam koca dört gün var
Doksan altı saat yani.
Haydi gidelim serv-i revanım
Çıkalım plazanın en üst katına
Görüp çuş eyleyelim hem âlemi
Bakışlarım bebek sırtlarında.
Ben hattat değilim
Hem kırmızı.
Kelimeler terzisi diyebilirsin
İğne tutmasını bildiğim için bir nebze
Denizlerin söküğünü diktiğim çok olmuştur
Kanatlarını kuruttuğum martılar adına
Bir beyazım bir beyazım tam beyaz
Tıpkı rüzgarın kıvırışı gibi asude..
Ocak..İstanbul/2011.
_____________________________________________________________
İbrahim ZARİFOĞLU
Şub, 2011
Keyfe Keder
sebepsiz yere bu hayat
neden çok nefret dolu?
neden senle uğraşmaya mecbur?
senin kıyından uzak
yok mu bir sahil?
keyfe keder bir yer.
__________________
Erdoğan KARA
Oca, 2011
SINAV..
Durgun bir ben var bende
Donuk bakışlar var aynadaki ifadesiz yüze
Farkında olmadan ne kadar yorulmuşum oysa daha sadece 18’im
Dizlerimin üstüne çöküp kalıyorum olduğum yerde
Anlam veremediğim o kadar şeyin üstüne …
Sınavdan sınava koştururken ben
Yaşadığım hayat bana başka sınavlarda sunuyor önüme, peki
Hangisine çalışmalı?
Eyl, 2010
Çok Şizofren Bir Aşk
Çok şizofren bir aşk bu
Ersöz’den alıntılanan
Mektubu henüz yazılmamış
Yazılmamış çünkü okuyanı yok
Oysa anlatılması gerek uzun uzadıya
Dem vurulması gerek, biraz felsefe, biraz mitoloji gerek
Yüce duguların yüklendiği küflü sayfalar
veya
basit düşüncelerin sıralandığı yaldızlı varaklar
tutunmaya çalışırken farketmeden yokeden
uzatmadan elini, acımasıca tersinden okuyan
anlamlar en olmadık, en uç noktada
sonuçlar en başta
göze alınamayacak kadar ürkütücü
vazgeçilemeyecek kadar içten
tekil;
başkalarının tekilliğini dert edinecek kadar
başkası/başkaları gibi
korku dolu
ağır, sözler ağır
ürkek, düşünceler ürkek
sözler bitti, düşünceler bitti, aşk bitti şizofren.
___________________________________________________________
Erdoğan KARA